Yazar Turan YALÇIN’a Verdiğim Röportaj

Yazar Turan YALÇIN’a Verdiğim Röportaj

28 Şubat 2020 Genel 2

Yazar Turan YALÇIN’ın benimle gerçekleştirdiği röportaja aşağıdaki linklerden yada bu yazının devamından ulaşabilirsiniz.

Tokat Gazetesi (Web Sayfası): https://www.tokatgazetesi.com/sebahattin-unlu-ile-roportaj/

Tokat Gazetesi (Matbu Haber): https://drive.google.com/open?id=1wcL-0Er_Qjo9EvRXA42GhtwHz9R3Yr3f

Tokat Gazetesi: SEBAHATTİN ÜNLÜ İLE RÖPORTAJ

TURAN YALÇIN- Yazılım ve yapay zeka geliştiricisi  Erbaalı Hemşerimiz  Sebahattin Ünlü:”Eğer gerçekten güzel bir işe imza atmak istiyorsak mutlaka ekibin sağlam olması gerekir. Hatta ekip, fikirden bile çok daha önceliklidir.”

SORU- Bize kısaca kendinizi tanıtır mısınız?

SEBAHATTİN ÜNLÜ- Öncelikle böyle bir fırsat sunduğunuz için teşekkür ederim. Ben Sebahattin ÜNLÜ, yazılım ve yapay zeka geliştiricisiyim. Ama aynı zamanda İÜ-Cerrahpaşa’da Odyoloji son sınıf öğrencisiyim. Bu zamana kadar birçok girişim ve yazılım projesi üzerine çalıştım. Şuanda da AiHear isimli yapay zeka ve otonom özelliklere sahip yerli bir tıbbi cihaz üzerine çalışıyoruz. Ar-Ge çalışmalarının ardından da bunu bir start-up’a (girişime) dönüştürmeyi hedefliyoruz.

SORU- Son günlerde Ankara’da bir yarışmaya katılarak birinci oldunuz. Konusunu anlatır mısınız?

SEBAHATTİN ÜNLÜ– Gençlik ve Spor Bakanlığının düzenlediği Genç Hackathon proje yarışmasına odyolojiden arkadaşlarım Emre BAYRAM ve Akın AKYÜZ ile katıldık. Online elemeler sonucunda bizimle birlikte 20 proje takımı Ankara’daki Genç Hackathon yarışmasına kabul edildi. Yarışmada tüm proje takımları, KYK yurtlarında sunulan hizmetlerin (Eğitim, Barınma, Beslenme ve Güvenlik hizmetlerinin) geliştirilmesine yönelik yenilikçi, uygulanabilir, ölçeklenebilir, sürdürülebilir ve yönetilebilir çözümler geliştirmeye çalıştı.

Sürecin sonunda da İnovatif Gençler isimli takımımızla birlikte geliştirdiğimiz Aktif Genç projemizle Genç Hackathon Birincisi olduk.

SORU- Genç Hackathonda geliştirdiğiniz Aktif Genç projesini biraz daha anlatabilir misiniz?

SEBAHATTİN ÜNLÜ- Aktif Genç; yurtta kalan öğrencilerin, oyunlaştırma (gamification) teknikleriyle yurt etkinliklerine ve sosyal sorumluluk projelerine daha aktif bir şekilde katılmasını sağlayacak bir mobil uygulamadır.

Bu uygulama ile öğrenciler etkinliklere katıldıkça puanlar toplayacak ve rozetler kazanacaktır. Bu puan ve rozetlerle yurt içindeki öğrenciler birbiriyle eğlenceli bir yarış haline girerek sosyal, kültürel, sportif ve eğitim yönünden kendilerini geliştirecektir. Uygulama projemizin içinde, bunların dışında da bir çok psikolojik temellere dayanan çeşitli oyunlaştırma teknikleri mevcuttur.

SORU- Peki takım adınız neden İnovatif Gençler? Bunun bir anlamı var mı?

SEBAHATTİN ÜNLÜ-Evet, bizim için anlamı çok önemli. Dünya’da ve ülkemizde inovasyona verilen önem giderek artıyor. İnovasyona verilen önem ve destek yeterince artmazsa, o ülke gelişemez. Biz de inovasyonu vurgulamak için ve projemizle de güzel bir inovasyon yaptığımızı düşündüğümüz için takım adımızı İnovatif Gençler olarak belirledik.

SORU- Yarışmada arkadaşlarınızla çok iyi bir ekip kurduğunuz belli oluyor. Mesleki dayanışma size ne ifade ediyor?

SEBAHATTİN ÜNLÜ– Kesinlikle çok iyi bir ekip olduk. Yarışmada çok güzel bir ekip çalışması sergiledik. Eğer gerçekten güzel bir işe imza atmak istiyorsak mutlaka ekibin sağlam olması gerekir. Hatta ekip, fikirden bile çok daha önceliklidir.

Ne yazık ki birçok insan bu bilinçte değil ve fikir konusunda fazla bencil. İnsanlar genelde “fikrim çalınır” korkusuyla fikirlerini paylaşmıyor ve fikrin tek sahibi olmak için kimseyle ortak çalışmaya girmiyor. Böyle olunca da o fikir hiçbir zaman hayata geçemiyor. Bir fikirden daha önemli olan şey, o fikri hayata geçirebilmektir. Bunun içinde mutlaka sağlam bir ekip kurmak gerekir.

Bu bahsettiğim sadece proje fikirlerinde değil hayatın her alanında geçerli. Eğer bir iş dayanışma içinde yapılırsa daha bereketli olacaktır. Eğer mesleki bir beklenti arıyorsak yine mutlaka dayanışma halinde çalışmak daha güzel sonuçlar verecektir. Burada da mesleki dayanışmanın önemi büyüktür. Sorunuzun ikinci kısmına da bu şekilde cevap vermiş olayım.

SORU- İlk soruda bir tıbbi cihaz üzerine çalıştığınızı söylemiştiniz. Bu cihaz, okuduğunuz odyoloji bölümüyle mi alakalı? Odyoloji mezunları yani odyologlar ne iş yapar biraz anlatır mısınız?

SEBAHATTİN ÜNLÜ– Evet, alakalı. Odyoloji kliniklerinde kullanılan ve yurtdışından ithal edilen bir tıbbi cihazı, yerli imkanlarla üretmeye çalışıyoruz.

Odyolog, en kısa tanımıyla işitme ve denge alanında sağlık uzmanlığıdır. Odyologlar, gelen hastalara işitme ve denge testlerini uygular. Çıkan sonuçları yorumlar, ardından da tedavi ve rehabilitasyon sürecine katkı sağlar.

Biz de 3 arkadaş, odyologların yaptığı işitme ölçümünde kullanılan odyometre cihazını “AiHear” adıyla geliştirmeye çalışıyoruz. Bu projeye gönül veren diğer iki arkadaşım da Emre BAYRAM ile İsmet POYRAZ.

SORU- Siz  işitme engelliler ile de iletişim kurarak onların psikolojisini anlamaya  çalışıyorsunuz. Bu mesleğinizi çok sevdiğiniz anlamına mı geliyor?

SEBAHATTİN ÜNLÜ– Evet, tabii ki diğer sağlık meslekleri gibi bu bölüm de insana doğrudan dokunan bir meslek. Yani odyolog olduğunuzda doğrudan insana fayda verip, onların sıkıntılarını çözebiliyorsunuz. İnsanlara fayda vermenin huzuru da bu mesleği sevmemizi sağlıyor.

Ama her ne kadar bu mesleği çok sevsem de ben, teknik bilgimi kullanabileceğim bir alanda çalışmayı istiyorum. Yani odyoloji alanında Ar-Ge çalışmaları yaparak teknoloji üretmeyi hedefliyorum. Çünkü bizim teknoloji üretmeye çok ihtiyacımız var.

Tabii ki de engelli bireylerin psikolojisini anlamaya çalışıyorum. Eğer bu şekilde düşünmenizi sağladıysam ne mutlu bana. Ama bu sadece sağlık çalışanlarının değil tüm insanların bir görevidir aslında.

Ne yazık ki engelli bir bireyle iletişim kurarken; onların bir “birey” olduğu unutuluyor ve onların “engelli” kimlikleriyle iletişim kuruluyor. Bu da çok ciddi bir iletişim problemine neden oluyor. Oysa ki engelli bireylerle iletişim kurarken ciddi bir çaba harcamaya da gerek yok. Sadece “normal” olmak yeterli. Eğer biz karşımızdaki kişiye sınırlar çizerek konuşursak asla sağlıklı bir iletişim kuramayız. Bunun en büyük kanıtı da sizsiniz. Muhtemelen engelinizden çok size engel koyanları aşmak sizi daha çok yormuştur. Ama siz “Yapamazsın!”ları dinlemediniz, çalıştınız ve bir çok başarıya imza attınız. Bu yüzden siz, engeli olanlara bir ilham kaynağısınız. Olmayanlara ise zihinlerdeki engelleri aşmak için önemli bir örneksiniz.

SORU- Engelli yaşantısı hakkında kitaplar okuyor ve çevrenize de bu kitaplardan hediye ediyorsunuz. Bu size ne katkı sağlıyor?

SEBAHATTİN ÜNLÜ: Bir kitap okuduğunuzda, kısa bir süreliğine o karakterin ya da o yazarın hayatını yaşama başlarsınız. Onun duygularını hisseder ve onunla bir bağ kurarsınız. Aynı şekilde engelli yaşantısını anlatan kitaplar okumak da o bireylerin duygularını gerçekten anlamanızı sağlayacaktır. Ben de bir sağlık bölümü öğrencisi olarak, iletişim kurduğumuz engelli bireyleri daha iyi anlamak için bu kitapları okumaya ve çevreme de okutmaya çalışıyorum.

SORU-. Engellileri Okulunuza  söyleşi için davet etmek istiyorsunuz ama çoğu zaman engelle kaşılaşıyorsunuz. Sizin önünüzdeki engeller neler?

SEBAHATTİN ÜNLÜ-Evet maalesef böyle bir problemle karşılaşmıştık. Sizinle söyleşi yapmak istemiştik ama yapamamıştık. Ne yazık ki devlet kurumlarında bürokrasi engeli problem çıkarabiliyor. Sizin de bir kitabınızın adı çok yanlış anlaşılarak siyasi bir kitap zannedilmişti maalesef.

SORU- Yanlış anlaşılma ve anlaşılamama sorunu ne gibi  zorluklara sebep oluyor?

SEBAHATTİN ÜNLÜ- Ne yazık ki, çok kısa sürede topladığımız bilgilerden çok büyük anlamlar çıkarabiliyoruz. İnsanları tanımadan, anlamadan hemen yargılayabiliyoruz. Bu tür ön yargılara sayısız örnek verilebilir.

Mesela birinin kullandığı bir kelimeye bakarak onun tüm siyasi görüşünü, bir engeline bakarak onun eğitim seviyesini, kıyafetine bakarak onun hayat tarzını ve yaşantısını, bir hareketine bakarak onun tüm kişilik özelliklerini anlıyoruz. Daha doğrusu anladığımızı zannediyoruz. Bu tür ön yargılar, kişilerin birbiriyle sağlıklı iletişim kuramamasına neden oluyor. Daha da fenası yanlış anlaşılmak, yanlış anlaşılanın üzerinde psikolojik bir sorun oluşturabiliyor.

SORU-. Başka eklemek istedikleriniz var mı?

SEBAHATTİN ÜNLÜ- Son olarak eklemek isterim ki; eğer güçlü bir Türkiye istiyorsak, enflasyonun ve doların düşmesini, ekonomik olarak yükselmemizi istiyorsak hepimiz elimizi taşın altına koymalıyız. Bahaneler üretmeyi bırakıp işe başlamayı öğrenmeliyiz. Bahane aramak istersek sayısız bahane bulabiliriz: Zamanım yok, torpilim yok, destek yok, engelim var, param yok, yaşım geçti artık, daha çok gencim…

Ama unutmayalım ki bahanelerin, kendimizi kandırmaktan başka bize asla bir faydası dokunmayacaktır. Tüm başarılı insanlara baktığınızda göreceksiniz ki isteseler onlar da çok büyük bahaneler söyleyebilirlerdi. Ama bahane aramadan tekrar tekrar çalıştılar ve başarılı oldular. Mesela siz de bahane aramak isteseniz çok büyük bir bahaneye sahip olabilirsiniz. Engelinizi bahane ederek pes edebilirsiniz. Ama siz bunu bir bahane etmeden çalışmaya devam ediyorsunuz ve çok güzel işlere imza atıyorsunuz. Bu konuda tekrar sizi tebrik ederim.

Böyle bir fırsat sunduğunuz için size çok teşekkür ederim. Size de gazetenize de başarılar dilerim.

Sebahattin ÜNLÜ

 

2 cevap

  1. Jamesmiz dedi ki:

    Regards for sharing your neat website.

  2. xvideos dedi ki:

    Greetings! Very useful advice within this article!
    It’s the little changes that produce the most important changes.
    Many thanks for sharing!

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir